Bart Weetjens, dokuzuncu yaş gününde bir hamster hediye etti. Gençlik yıllarının önemli bir bölümünü hamster, fare ve sıçan yetiştirerek ve onları satılık evcil hayvan dükkanlarına dağıtarak geçirdi.
Becerilerini Afrika’daki topluluklara fayda sağlamak için kullanmak istiyordu.
Kenyalı ve Belçikalı öğrenciler arasında bir değişim programı başlattı. Bu program başarısız oldu, ancak Belçika medyasında kıtadaki kara mayınlarının kurbanları hakkında sürekli olarak yer alan hikayeler, ona sıçanları mayın dedektörü olarak kullanma fikrini getirdi.
Her gün yaklaşık 40 ila 50 kişi bir mayın yüzünden ölüyor veya sakat kalıyor ve her yıl çatışma bölgelerine 40.000 yeni mayın yerleştiriliyor. Afrika’da kara mayınları yılda 12.000’den fazla insanı öldürüyor, yaralıyor ve sakat bırakıyor. Bart ayrıca mevcut tekniklerle dünyayı tüm kara mayınlarından temizlemenin beş yüz yıl alacağının da farkındaydı.
Çok az sayıda ve “pahalı” çözümler vardı (mayın tespit köpekleri gibi), ancak bu çözümlerin Afrika’ya ithalatı/kıtanın iklim – sağlık koşullarına adaptasyonu zordu ve yatırımın geri dönüşü tatmin edici değildi. Manuel mayın temizlemeye kıyasla, bir fare yarım saatte ortalama 100 metrelik bir alanı tarayabiliyordu, bu da uzman bir mayın temizleyicinin bir günde tarayabildiği alanın iki katı ediyordu.
Bart, mayınları tespit etmek için eğitimli üç insan mayın temizleyici ve o topraklarda yetişen bir eğitimli fareden oluşan ekipler oluşturmaya karar verdi. Projenin adını “HERO RATS” koydu. İnsan kaynağı tabanını oluşturmak için yerel nüfusa dayanan teknoloji, yalnızca ekonomik açıdan dezavantajlı bir grup için iş sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ölüm riskini ve bir dereceye kadar mayın temizleme maliyetlerini de azaltıyordu.
Bart’ın yenilikçi sosyal girişimi bugüne kadar on binlerce hayat kurtardı.